İstanbul’da Plastik Cerrah Olmak!

Merhaba,

İstanbul’da Plastik Cerrah Olmak!
Asistanlığa ilk başladığım (GATA Ankara’ da) yıllardan beri İstanbul’da çalışmak istiyordum. 2016 yılından alt bölge tayini ile İstanbul’a geldim. Önce devlet hastanesinde 1 ay sonra da özel hastanelerde 2 yıl çalıştım. Sonunda hayal ettiğim şehre kavuşmuştum; fakat İstanbul’un kendisi gibi büyük problemleri olacağını çok fazla düşünememişim. Ben işin başarı kısmına odaklanırken işin zorluk kısmı kocaman şekilde karşıma çıktı. Durum böyle olunca işi ve zorluklarını Anadolu ile kıyaslamaya başlıyor insan. Hep plastik cerrahide yenilikler anlatılacak değil ya bu yazıda da masanın karşısında olmanın zorluklarını anlatacağım.

Doktor Doktor Gezme!
Burada hem hasta hem de doktor suçlu bence. Çocukluğumda hatırlardım şehrin en saygın en dürüst insanlarıydı doktorlar. Ne oldu da şimdi bu hale geldik. Kimimiz hastalara yanlış tedavi uyguladık, kimimiz ilgilenmedik, kimimiz bıçak parası aldık… Sonuç: Doktora güvenmeyen, sürekli ikinci doktor ile ilk doktorun sağlamasını yapan bir toplum. İstanbul’a geldiğimden beri çok az hasta gördüm ilk defa bana gelip de ameliyat olan. Çoğunluk en az 2-3 doktora giderek karar veriyor tedavisine. Ne yarattık kendi elimizle: Doktora güvenmeyen ve inanmayan bir toplum maalesef.

Memnuniyetsiz Hasta!
Anadolu’ da tedavi sonrası ya dua edilirdi ya da el yapımı pasta, börek gelirdi. İstanbul’da artık başarı hastanın seni şikâyet etmemesi. İyi de hangi plastik cerrah kötü yapmak ister ki? Burada bence iki taraflı niyet çok önemli. Niyet kötü olunca ne yaparsan yap memnun edemezsin.

Ne Yapsam da Şikâyet Etsem!
Bu cümle sadece doktora yönelik değil, toplumda hizmet veren, üreten herkese yönelik. Bu kadar mı kötü olduk biz! Ne zaman oldu bu? Şimdi yeni trend insanların özel hayatlarını ve şikayetlerini de ana haber bülteninde izlemek. Kanadalı bir öğretmen ile tanışmıştım. Bana Kanada’ da aynı haberin bir hafta süresince yayınlandığını söylemişti. Bizde ise son dakika haberleri var! Dakikalar önemli haber sırası için. Bir dakika bekle haber eskiyor. Çok istiyorum artık hafta boyunca sadece bir olayın anlatıldığı haberi izlemeyi.

Etik Doktorlar!
Doktor doktor gezen hasta cümlesinin asıl öznesi meslektaşını eleştiren, yargılayan ve yeri geldiğinde çamur atan doktorlar. Benim de başıma bu durum maalesef İstanbul’da geldi. Ey meslektaşına çamur atan doktor! Ne geçiyor eline bu şekilde davranınca? Daha mı fazla hastan oluyor? Bu seni daha mı iyi doktor yapıyor? Peki hastaya bunları söyleyebiliyorsun da karaladığın meslektaşının yüzüne niye bunu söyleyemiyorsun? Hani ameliyatı kötü yapmıştı? Hani bu teknikle ameliyat mı yapılırdı? Biz bilim adamıyız ve amacımız insanlık. Biz gammaz, iftiracı değiliz. Bunlar için zaten 6 yıl tıp fakültesi okumaya, ardından 5 yıl plastik cerrahi asistanlığı yapmaya gerek yok!

Sonuç
Her yazıda olduğu gibi bu yazıda da sonuç olmalı. Lütfen hepimiz birbirimizi sevelim. İyi niyetli ol, sen ameliyat eden cerrah ve sen canını ona emanet eden hasta. İkinizin de amacı aynı olmalı bu olayda. Kötü niyet oldu mu bu davada sonu hep kötü oluyor sonunda. Peki ben kendime ne sonuç çıkarayım. Burası İstanbul Fırat! Davanda devam et, fıtratından vazgeçme ama sapanda da hep bir taş hazır olsun hayata.

Sağlıcakla kalın😊

Tags

orum

  • Engin UÇAR /

    Kitap olsa tek solukta bitirilen türden bir yazı olmuş, klavyenize sağlık hocam 🙂

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.

twenty − 13 =

top